Tarihçe
Mavi Marmara Özgürlük ve Dayanışma Derneğinin tarihçesini muhtevasıyla birlikte anlamak ve anlamlandırmak için Derneğin kuruluş meselesi olan Mavi Marmara Olayının gelişim sürecinden bugüne kadar gelmek gerekiyor. Mavi Marmara Gemisine yönelik gerçekleştirilen saldırının akabinde hukukçu gönüllülerimizin sürdürdüğü Mavi Marmara Davası ve Derneğimizin kuruluşuna kadar geçen zamanda, hem Derneğimizin kuruluş felsefesi inşa edilmiş hem de ilk andan itibaren büyük bir mücadelenin göbeğinde bulunulmuştur.
Mavi Marmara Gemisinde Ne Oldu?
2010 Mayıs ayında 6 uluslararası sivil toplum örgütü (İHH İnsani Yardım Vakfı, Free Gaza Movement, European Campaign to End the Siege on Gaza, Ship to Gaza Greece, Ship to Gaza Sweden ve The International Committee to Lift the Siege on Gaza) toplanan bağışlarla temin edilen 6 bin tonluk insani yardımı Gazze’ye ulaştırmak için bir yardım filosu oluşturdu. İnsani yardımla birlikte 750 aktivisti de taşıyan filo; Almanya, Kuveyt, İsrail, İrlanda, İsveç, Yunanistan, Güney Kıbrıs, Fas, Yemen, Mısır ve Cezayir gibi 36 ülkeden gelen aktivistler arasında 15’ten fazla milletvekili, 60’ın üzerinde uluslararası basın mensubu, sanatçılar ve Nobel Barış Ödüllü aktivistleri barındırıyordu.
Tarihler 31.05.2010’u gösterdiğinde, işgalci devlet İsrail tarafından Mavi Marmara’ya hukuk dışı bir saldırı gerçekleştirildi. Saldırının neticesinde ölü ve yaralılar meydana gelirken filo katılımcıları hukuki gerekçeden yoksun bir şekilde hapsedildi. Hürriyetlerinden alıkonulan filo katılımcıları, bulundukları hapishanelerde işkence ve kötü muamele ile karşı karşıya kaldı.
Şayet söz konusu saldırı gerçekleşmeseydi, 700’den fazla kişinin bulunduğu filo, gündüz saatlerinde Gazze’ye varacak ve tonlarca insani yardımı ihtiyaç sahiplerine ulaştıracaktı. İsrail tarafından gerçekleştirilen bu saldırı neticesinde çeşitli uluslararası kurumlardan kınama mesajları gelmiş olsa da unutulması mümkün olmayan Mavi Marmara Davası için yürütülen hukuki süreç dünyanın çeşitli bölgelerinde hâlâ devam ettirilmektedir.
Mavi Marmara Özgürlük ve Dayanışma Derneğinin Kuruluşu:
Filonun dönüşünden 6 ay sonra kurulan Mavi Marmara Özgürlük ve Dayanışma Derneği, Mavi Marmara saldırısına yönelik tüm süreçleri her alanda takip etmek üzere kurulmuştur. Aynı zamanda Derneğimiz, insani yardım çalışmalarını da Mavi Marmara’nın bir mirası olarak kabul etmiş ve bu mücadelenin öncüsü olduğu bilinciyle harekete geçmiştir.
Mavi Marmara Özgürlük ve Dayanışma Derneğinin kuruluşunun ardından hayata geçirdiği projeler de bu tarihsel gelişimin birer meyvesi olarak karşımıza çıkmaktadır. Mavi Marmara Gemisi, Filistin’e giden yolda saldırıya uğrayıp Filistin’e kavuşamamış fakat Mavi Marmara Özgürlük ve Dayanışma Derneği hali hazırda Filistin’e çeşitli insani yardımlar ulaştırmış ve hatta okul açarak Filistin’in geleceğinin inşasında büyük bir rol almıştır.
Mavi Marmara Özgürlük ve Dayanışma Derneği Kuruluş ve Gelişim Zaman Tüneli
İşte an an Mavi Marmara’nın yolculuğu ve derneğimizin kuruluş aşamaları:
2007-2010 | Gazze | İsrail tarafından, Şubat 2006’da yapılan Filistin seçimlerinin ertesinde, Gazze’ye bir dizi siyasi ve ekonomik yaptırım uygulamaya başlanmıştır. 2007’den itibaren bu yaptırımlar daha da sertleştirilmiştir. Gazze havadan karadan ve denizden ablukaya alınmıştır. İsrail hükümeti Haziran 2007`de, 1.5 milyon Gazzeli`ye karşı ambargo başlatmıştır. Halen devam eden bu ambargo, Uluslararası kanunlara göre "toplu cezalandırma" olarak kaydedilir. Bu ambargo Gazze`de ciddi gıda ve enerji sıkıntılarının yaşanmasına, elektrik ve su aktarımında kesintiler yaşanmasına, tıbbi malzeme ve ilaç eksikliğine yol açarak 1.5 milyon Filistinli`nin hayatını zorlaştırmıştır. Bu durum Cenova anlaşmasının ihlalidir.İnsan ve ticari mal giriş çıkışı tamamen sınırlandırılmıştır. İsrail’in Aralık 2008 - Ocak 2009’da 22 gün boyunca sürdürdüğü Dökme Kurşun Operasyonu’yla da tüm yaşam kaynakları kurutulan Gazze’de tarım arazileri, okullar, iş yerleri ve evler yerle bir edilmiştir. Bu saldırıda uçaklar yüzlerce sorti yapmış, binlerce ton bomba Gazze sokaklarına bırakılmıştır. Aralarında kadın ve çocuklarında bulunduğu 1200`den fazla insan katledilmiştir. Bombalar binlerce evi yerle bir etmiş, yüzbinlerce Gazzeli mülteci durumuna düşürülmüştür. Halen Gazze’de 1,5 milyon Filistinli bir açık hava hapishanesinde yaşam mücadelesi vermektedir. Gazze halkının %72’si açlık sınırında yaşamaktadır, bunlardan %65’i çocuktur. Birleşmiş Milletler bu durumu “katlanılamaz” olarak tarif etmektedir. |
1.01.2009 | Filistin Ulusal Otoritesi’ne ve İsrail Makamlarına İnsani Yardım Ulaştırma Talebi İletildi | Filistin Ulusal Otoritesi filonun yükü ve gideceği yer hakkında yazılı olarak bilgilendirildi. Gazze’ye kara ve deniz yoluyla insani yardım ulaştırma talebi İHH Tarafından yazılı olarak iletildi. Filonun yola çıkmasından önceki bir buçuk yıllık süreçte İsrail İHH’nın bu taleplerine olumlu ya da olumsuz herhangi bir yanıt vermedi. |
16.12.2009 | Filistin Konvoyu Yola Çıktı | Gazze’de yaşanan ambargoyu delmek için dünyanın çeşitli yerlerinden konvoylar yola çıktı. Avrupa’dan yola çıkan kara konvoyunun ardından bir konvoy da Hindistan’dan yola çıktı. Diğer konvoyların aksine Asya’dan yola çıkan aktivistler özel araçları ile değil ziyaret ettikleri ülkelerdeki otobüslerle yolculuklarını tamamladılar. 2 Aralık 2010 tarihinde Hindistan’ın başkenti Yeni Delhi’den hareket eden harekette 22 ülkeden yaklaşık 150 aktivist bulunuyor. ‘Asya’dan Filistin’e Dayanışma Konvoyu’ olarak adlandırılan konvoyda bulunan insani yardım gönüllüleri Pakistan, İran, Türkiye, Suriye ve Mısır üzerinden Gazze’ye ulaşmaya çalıştılar. Farklı din, dil ve ırktan vicdan sahibi insanların meydana getirdiği konvoyun Türkiye’de ev sahipliğini İHH İnsani Yardım Vakfı yapacak. İHH tarafından Türkiye’de konvoyun uğrayacağı illerde çeşitli programlar düzenlendi. Konvoyun kronolojisi şu şekilde; • 6 Aralık Londra’dan hareket, • 15 Aralık Türkiye’ye giriş • 16 Aralık İstanbul’da basın toplantısı, • 17 Aralık Ankara ve Konya • 18 Aralık Adana ve Gaziantep • 19 Aralık Suriye’ye giriş • 21 Aralık Ürdün’e geçiş • 27 Aralık Ürdün Akabe’den ayrılış • 27 Aralık akşamı Suriye’nin başkenti Şam’da konaklama • 29 Aralık Lazkiye’de konaklama • 4 Ocak 2010 Lazkiye’den Mısır’a geçiş • 5 Ocak Gazze’ye giriş. |
01.04:2010 | “Gazze Özgürlük Filosu” Kampanyası Kamuoyuna Duyuruldu | Her kuruluş kendi ülkesi için genel kampanya konseptini hazırlayarak kamuoyuna duyurmaya başladı. Filo bileşenleri Avrupa’da, Ortadoğu’da, Asya’da kampanyayı “Gazze Özgürlük Filosu” sloganıyla yürüttü. İHH da Türkiye’deki kampanyayı “Rotamız Filistin Yükümüz İnsani Yardım” sloganıyla kamuoyuna duyurdu ve organizasyona destek istedi. |
3.04.2010 | “Gazze Özgürlük Filosu” Basın Açıklaması | Filo organizasyonu ortak basın açıklamasıyla basına duyurulmasından itibaren yaklaşık iki aylık süreçte filonun tanıtımı için radyo ve televizyon programları gerçekleştirildi, resmi ve sivil toplum kuruluşları düzeyinde bilgilendirme ziyaretleri yapıldı. Süreci ve organizasyonu anlatan görsel materyaller hazırlandı ve kamuoyuna dağıtıldı. Filo yolcularının büyük bölümünü taşıyacak olan Mavi Marmara gemisi Antalya’dan ayrılmadan önce organizasyon komitesi adına bir basın açıklaması hazırlanarak kamuoyuyla paylaşıldı. |
27.04.2010 | İzzet Şahin Gözaltına Alındı | Özgürlük Filosu’nun yola çıkmasından sadece 30 gün önce, Beytüllahim’de bir kontrol noktasında İsrail güvenlik güçleri tarafından gözaltına alındı. Altı gün boyunca saatler süren sorgulamaların ardından İzzet Şahin 3 Mayıs 2010’da Aşkelon’da askeri mahkemeye çıkarıldı. Mahkemede, gözaltında bulunduğu süre boyunca ne ile suçlandığı kendisine açıklanmayan Şahin’in “İsrail devletinin güvenliğini ihlal” etmekle suçlandığı bilgisi verildi ve tutukluluk süresinin üç gün uzatılmasına karar verildi. 6 Mayıs’ta tekrar mahkemeye çıkarılan İzzet Şahin’in tutukluluk süresi ikinci duruşmada sekiz gün daha uzatıldı. Verilen uzun çabalar sonunda İzzet Şahin 17 Mayıs 2010’da özgürlüğüne kavuştu. |
22.05.2010 | Mavi Marmara İstanbul’dan Hareket Etti | Uğurlama programı Sarayburnu Limanı’nda binlerce kişinin katılımı ile yapıldı. Törende dünya ve Filistin için barış çağrılarında bulunuldu, barışın sembolü güvercinler uçuruldu. Mavi Marmara İstanbul’dan mürettebat ve organizasyon görevlilerinden oluşan 42 kişi ile yola çıktı. |
24.05.2010 | Antalya Kepez Spor Salonu’nda Buluşma | İstanbul’dan, Siirt’ten, Londra’dan, Cakarta’dan, Sana’dan ve daha nice memleketten insanlar yavaş yavaş Antalya Kepez Spor Salonu’nda toplanıyor. |
25.05.2010 | Antalya Kepez Spor Salonu’nda Bekleyiş | Defne Y ve Gazze I gemileri çoktan Kıbrıs Açıklarında demirlenmiş. Mavi Marmara ise yola çıkmak için Avrupa’dan gemilerin Akdeniz’e ulaşmalarını bekleyecek. Bu yüzden iki gün daha Kepez’de kalınacak. Neredeyse günde iki kez basın açıklaması yapılıyor ve her seferinde bu gemilerde insani yardım olduğu, kadın ve çocukların bulunduğu vurgulanıyor. Gemilerin tek amacının ambargo altındaki Gazze’ye bir anlık nefes verecek yardımları ulaştırmak olduğu belirtiliyor. |
26.05.2010 | Antalya’da Son Gün | Kepez’de her güne bir basın açıklaması var. Tehditlerindeki ısrarına karşılık İsrail yardımlara ve insanlara zarar vermemesi için sürekli uyarılıyor. Basın açıklamalarında farklı ülkelerden birçok kişi söz alıyor. Dünya kamuoyunun bu organizasyona desteği günden güne artıyor. Çünkü yükümüz insani yardım! |
27.05.2010 | Kepez'e Veda | Basın toplantıları son ana kadar devam ediyor. Gemiye zarar verilmemesi için peş peşe açıklamalar yapılıyor. Saat 17.00 sularında son basın açıklamasının ardından yolcular salondan uğurlanıyor. Pasaport işlemlerini tamamlayan yolcular yeni evleriyle tanışıyorlar. Saat 24.00 civarında Mavi Marmara Antalya’dan hareket ediyor. Filo organizasyonu için 37 ülkeden aktivistin yanı sıra yerli yabancı çok sayıda gazeteci, Ortadoğu ve Avrupa ülkelerinden milletvekilleri ile birlikte yaklaşık 700 kişi katıldı. |
28.05.2010 | Ve Deniz Göründü | Sabahın ilk ışıklarıyla artık karadan eser kalmamış. Tüm yolcular Akdeniz’de sabaha uyanıyor. Gemi usul usul seyrinde. Gemideki düzenin korunması için açısından mutfak ve temizlik nöbetçileri belirleniyor. Akdeniz’de uzun süre kalınabilir, bu nedenle gemi düzeninin mümkün mertebe sağlanması yolcular açısından hayati bir mesele. |
29.05.2010 | Kavuşmanın Provası | Akdeniz’in enginliğinde iki dost, Gazze I ve Defne Y görünüyor Mavi Marmara yolcularına. Filistinli kardeşlerle buluşmanın provası bu, Gazze’ye kavuşmanın provası… Kıbrıs’ın güneydoğusunda filodaki gemilerin tamamının gelmesi bekleniyor. Eleftheri, Challenger II, Sfendoni de buluşmaya katılıyor ilerleyen saatlerde. ABD’den Challenger I gemisi arızalandığı için yolculuğa devam edemiyor. Challenger I’in yolcuları Mavi Marmaraya aktarılıyor. Rachel Corrie de yine teknik bir arıza nedeniyle yola geç çıkıyor. |
30.05.2010 | Gazze’ye Doğru | Artık filo Gazze’ye doğru yola çıkmaya hazır. En önde Mavi Marmara arkada da diğer gemiler, hilal şeklinde ilerlemeye başlıyorlar. Herkes ertesi sabah Gazze sularında görüşmek üzere batan güneşe el sallıyor… |
30.05.2010 | Saat 22.00 | İsrail tarafından gemiye ilk çağrı geldi. İsrail gemileri, kaptandan kendilerini tanıtmalarını istedi. Kaptan, Gazze’ye sivil yolcularla birlikte insani yardım malzemesi götürüldüğü yanıtını verdi. Sonra bağlantı kesildi. |
30.05.2010 | Saat 23.00 | İsrail gemileri takip halinde beliriyor etrafta. Geminin rotası Mısır sularına doğru çevriliyor. |
31.05.2010 | Saat 00.00 | Peşi sıra canlı yayınlar devam ediyor. Mülteciler, yabancı katılımcılar, kadınlar söz alıyor birer birer. Gemiye müdahalede bulunulmaması gerektiğini söylüyorlar. Basın taramaları yapılıyor. Türkiye’de yüzlerce insan İsrail’in tacizlerini duyar duymaz sokaklara koşmuş. İspanya’dan, İngiltere’den, Malezya’dan ve daha pek çok yerden haberler geliyor. |
31.05.2010 | Saat 02.30 | Geminin çevresinden insansız hava uçakları geçmeye başlıyor. Kadınlar kendi kaldıkları bölüme iniyorlar ve çıkmalarına güvenlik sebebiyle izin verilmiyor. Yolcular arasında nöbet tutacakların listesi tutuluyor. |
31.05.2010 | Saat 04.15 | Sabah ezanı okunuyor. Herkes can yelekleriyle saf tutmuş. Okunan dualar getirilen kametler bu sefer bir başka. Sabahın sükûnetinden, Akdeniz’in halimliğinden değil bu, bu seferki seher bambaşka… Zodyaklar Defne Y ve Gazze I gemilerini geçip Mavi Marmara’ya yöneliyorlar. |
31.05.2010 | Saat 04.30 | İsrail Mavi Marmara gemisindeki bütün yayın sistemlerini engellemeye başladı. Saldırı başlayınca ikinci frekans devreye sokuldu ve gemide yaşananlar tüm dünyaya servis edildi. Mavi Marmara’nın üstünde helikopterler belirmeye başladı. Bir süre canlı yayın yapılan bölümün üzerinde uçtuktan sonra bacanın ön tarafına giderek buradan gemiye asker indirmeye başladılar. Gemiye inerken rastgele ateş eden askerler çatıda ve kaptan köşkü yakınlarında çok sayıda insani yardım gönüllüsünü yaraladı. Askerlerin silahları karşısında yardım gönüllüleri etrafta buldukları su şişesi, sandalye vb. şeylerle kendilerini savunmaya çalışıyordu. Bu sırada İsrail’in tüm karatma çalışmalarına rağmen üst güvertede canlı yayın devam ediyordu. Medya mensupları gemide yaşananları tüm dünyaya anlatmak için koşturuyordu. |
31.05.2010 | Saat 05.15 | İsrail komandolarına ateşin kesilmesi ve yaralıların yardım edilmesi yönünde anonslar yapılmaya başladı. Tüm ateşkes çağrılarına rağmen saldırı devam etti. Tüm bunlar yaşanırken geminin salonlarında toplanan yolculara bulundukları yerlerde oturmaları ve ani hareketler yapmamaları yönünde anons yapılıyordu |
31.05.2010 | Saat 07.00 | İkinci frekanstan yayına devam edildiği fark edilince tüm kablolar kesilerek filonun dünya ile bağlantısı kesildi. Açılan ateşte ilk ve orta güverte olmak üzere geminin baş ve kıç tarafında yaralananlar oldu. Ancak en büyük katliam kaptan köşkünün bulunduğu güvertede ve çatıda yaşandı. Helikopterler ağır yaralıları nakletmeye başladılar. Yolcular tek tek aranıp orta güverteye yere diz çöker vaziyette oturtuldu. |
31.05.2010 | Saat 09.00 | Gemi Aşdod Limanı’na doğru hareket etmeye başladı. |
31.05.2010 | Saat 17.00 | Mavi Marmara Aşdod Limanı’na girdi. |
31.05.2010 | Saat 18.00 | Yolcular gemiden indirilip limana kurulmuş çadırlarda sorgulanmaya başladı. Yolcuların tamamının indirilişi sabaha karşı 06.00’yı buldu. Aşdod Limanı’ndaki çadırlarda uzun süren yazışmalar ve kayıt işlemlerinin ardından yolcular Ella hapishanesine götürüldü. |
31.05.2010 | Saldırı - Hukuk Tanımaz Müdahale | Gemilerin uluslararası sularda ilerlediği 31 Mayıs 2010 gecesi saat 04.00-04.30 sularında İsrail helikopterlerinden ve hücum botlarından gemiye inen silahlı askerler, gemi içerisinde bulunan savunmasız ve silahsız insanların üzerlerine hedef gözeterek ateş açmışlardır. Bu saldırıda 9 kişi hayatını kaybetmiş, 56 kişi yaralanmıştır. |
Furkan Doğan' ın Şehadeti | Türkiye ve ABD çifte vatandaşı olan 19 yaşındaki Furkan Doğan, üst güvertenin orta bölgesinde, elindeki küçük video kamera ile çekim yaparken ilk olarak gerçek kurşunla vurulmuştur. Vurulması sonrasında, bir müddet bilinçli ya da yarı bilinçli bir şekilde güvertenin üzerinde yattığı anlaşılmaktadır. Furkan yüzünden, kafasından, sırtından, sol bacağından ve ayağından olmak üzere toplam beş kurşun yarası almıştır. Yüzüne sıkılan ve tam sağ burnundan giren kurşun hariç Furkan, bütün yaralarını vücudunun arka kısmından almıştır. Adli tıp raporuna göre, yüzündeki yaranın etrafındaki izler çok yakın mesafeden kafasına ateş edildiğini göstermektedir. Ayrıca kurşunun alt taraftan yukarıya doğru hareket ettiğinin anlaşılması ve kurşunun çıktığı yer, Furkan’ın yerde sırt üstü yatarken vurulduğunu ortaya koymaktadır. Vücudundaki diğer kurşun yaraları hemen dibinden ya da yakın mesafeden açılmış ateş sonucu oluşmuş yaralar değildir; ancak bu yaralarla ilgili atış mesafelerini, ne kadar uzaktan ateş edilmiş olduğunu tespit etmek mümkün değildir. Bacağındaki ve ayağındaki kurşun yaralarını ayakta iken almıştır. | |
İbrahim Bilgen' in Şehadeti | Siirtli bir Türk vatandaşı olan 60 yaşındaki İbrahim Bilgen de üst güvertededir ve vurulan ilk yolculardan biri olmuştur. Göğsüne isabet eden ve yakın mesafeden atılmadığı anlaşılan kurşunun giriş yönü yukarıdan ve uzaktandır. Bundan başka sırtının sağ tarafından ve sağ kalçasından iki kurşun yarası daha almıştır; bu kurşunların istikameti arkadan öne doğrudur. Bunlar hemen ölüme yol açacak türden yaralar değildir -ancak tıbbi yardım gelmediğinde kan kaybı nedeniyle kısa sürede öldürücü olan yaralardır. Adli tıp delilleri, ayrıca, çok yakın mesafeden ateşlenen beanbag saçmaların kafatasını parçalayarak beyne girdiğini ve içeride kaldığını göstermektedir. Ayrıca sağ böğründen almış olduğu bir yara daha vardır. Bütün bu yaralanma biçimleri, bu kişinin ilk önce yukarıdan, helikopterden açılan ateş sonucu vurularak yaralandığını, daha sonra yaralı şekilde yerde yatarken kendisine yakın mesafeden yeniden ateş edildiğini ortaya koymaktadır. |
|
Fahri Yıldız' ın Şehadeti | Adıyamanlı bir Türk vatandaşı olan 42 yaşındaki Fahri Yaldız biri göğsünden, biri sol bacağından ve üçü de sağ bacağından olmak üzere beş kurşun yarası almıştır. Göğsünden, sol meme yakınından giren kurşun, omuzdan çıkmadan kalbi ve akciğerleri parçalamıştır. Fahri Yaldız bu kurşunu yedikten sonra hemen şehit olmuştur. | |
Ali Haydar bengi' nin Şehadeti | Diyarbakırlı 38 yaşındaki bir Türk vatandaşı olan Ali Haydar Bengi, patoloji raporuna göre altı kurşun yarası almıştır (bir göğüsten, bir karın bölgesinden, bir sağ koldan, bir sağ kalçadan ve iki tane de sol elden). Bir kurşun göğüs bölgesinde içeride kalmıştır. Yaraların hiçbirisi hemen öldürecek türden değildir, fakat karaciğer yaralanmasından kaynaklanan kanamanın ölümcül sonuçları olmuştur. Birkaç kişinin şahitliğine göre, Ali Haydar Bengi açılan ateşle yaralanmış olarak yerde yatarken İsrail askerleri yakın mesafeden sırtına ve göğsüne tekrar ateş etmişlerdir. | |
Cevdet Kılıçlar' ın Şehadeti | İstanbul’dan 38 yaşında bir Türk vatandaşı olan Cevdet Kılıçlar, personeli olduğu İHH adına Mavi Marmara’da fotoğraf çekmekteydi. Köprü güvertesinin iskele tarafında, ana merdivene yakın kapının yakınında vurulduğu anda üst güvertedeki İsrail askerlerini fotoğraflamaya çalışıyordu. Patoloji raporlarına göre alnından, iki gözünün arasından tek bir kurşunla vurulmuştur. Kafatasını parçalayan kurşun, yatay bir hat takip ederek beynin içinden geçip arkadan çıkmıştır. Cevdet Kılıçlar o an hemen ölmüştür. | |
Cengiz Akyüz ve Cengiz Songür' in şehadeti | İkisi de Türk vatandaşı olan 41 yaşındaki Hataylı Cengiz Akyüz ve 46 yaşındaki İzmirli Cengiz Songür yukarıdan açılan ateşle, köprü güvertesinde birbiri peşi sıra vurulmuşlardır. Güvertede saklanmakta olan bu kişiler, ana merdivenlere açılan kapıdan içeri girmeye çalışırlarken vurulmuşlardır. Cengiz Akyüz kafasından vurulmuş ve muhtemelen hemen ölmüştür. Patoloji raporu boyundan, yüzden, göğüsten ve kalçadan olmak üzere dört yara aldığını göstermektedir. Cengiz Songür ise boynun hemen altından, üst orta göğüs bölgesinden tek bir kurşun yarası almıştır. Merminin sol kaburga kemiğini kırarak göğüs boşluğuna girdiği, ana atardamarı (aort) ve kalbin sağ kulakçığını yaralayarak sırt bölgesinde kaldığı anlaşılmıştır. Gemideki doktorlar kalp masajıyla yaralıyı kurtarmaya çalışmışsalar da bu çabalar yeterli olamamıştır. | |
Çetin Topçuoğlu' nun şehadeti | Adanalı bir Türk vatandaşı olan 54 yaşındaki Çetin Topçuoğlu, yaralanan yolcuların geminin içine taşınmasına yardımcı olurken köprü güvertesindeki kapının yakınında vurulmuştur. Eşi de gemi yolcularından olan Çetin Topçuoğlu hemen ölmemiştir. Ölüm anında karısı yanı başındadır. Çetin Topçuoğlu üç kurşunla yaralanmıştır. Bir kurşun kafasının sağ yanından, yumuşak dokuların hemen üstünden girerek kafatasını parçalamış ve ensenin sağ tarafından çıkmıştır. Aynı kurşun, tekrar sağ omuz arkasından girerek göğüste kalmıştır. İkinci kurşun sol kalçadan girmiş ve sağ leğen kemiğinde kalmıştır. Üçüncü kurşun ise sağ kasıktan girip arka taraftan çıkmıştır. Mağdurun bu yarayı aldığı sırada çömelmiş ya da yere eğilmiş vaziyette olduğu düşünülmektedir. |
|
Necdet Yıldırım' ın şehadeti | İstanbullu bir Türk vatandaşı olan 31 yaşındaki Necdet Yıldırım’ın nerede ve nasıl öldürüldüğü hâlâ belirsizdir. Necdet Yıldırım biri göğsünden, biri de sırtından olmak üzere iki kurşun yarası almıştır. Kurşunların yönünün yukarıdan aşağıya doğru olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca plastik kurşun etkisinde plastik saçmalarla vurulduğu anlaşılmaktadır. |
|
1.06.2010 | Hukuk Mücadelesinin Başlangıcı | 01.06.2010 günü - henüz yolculardan haber alınamıyorken- İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’ na İsrailli yetkililer hakkında suç duyurusunda bulunulmuş, bu suç duyurusuna İstanbul ve diğer illerden yolcu yakınlarının da katılımı sağlanmıştır. Suç duyurusunda ayrıntılı olarak İsrail’ in işlemiş olduğu tüm suçlara değinilmiş, suçu soruşturma yetkisinin Türkiye’ de olduğu anlatılmıştır. Bu suç duyurumuz üzerine Türkiye’ de Cumhuriyet Savcılıkları tarafından soruşturma başlatılmıştır. |
1.06.2010 | BM Güvenlik Konseyi Acil Olarak Toplandı | BM Güvenlik Konseyi, İsrail işgal ordusunun uluslararası sularda insani yardım taşıyan gemilere ve sivillere yönelik saldırısı ardından Türkiye ve Lübnan’ın çağrısı üzerine acil olarak toplandı. Alınan kararla yaptığı operasyon esnasındaki ölümlere yol açan davranışları nedeniyle İsrail kınanmış ve özellikle Gazze’ye uygulanan ablukanın kaldırılmasıyla ilgili 1850 ve 1860 numaralı Konsey kararlarına uyması gerektiği hatırlatılmıştır. |
2.06.2010 | BM İnsan Hakları Komisyonu | BM İnsan Hakları Konseyi; 15 üyesi Afrika ülkelerinden, 12 üyesi Asya ülkelerinden, 5 üyesi Doğu Avrupa ülkelerinden, 11 üyesi Latin Amerika ve Karayip ülkelerinden, 10 üyesi de Batı Avrupa ve diğer ülkelerden gelen temsilcilerin oluşturduğu uluslararası bir organdır. Konsey, BM’nin insan hakları konusundaki en yetkili kurumudur. Konsey, farklı ülkelerdeki insan hakları konularıyla ilgili araştırma yapma, gözlemde bulunma ve bu konularda raporlar hazırlama yetkisine sahiptir. Gazze Özgürlük Filosu saldırısıyla ilgili olarak da benzer bir süreç işlemiş, BM İnsan Hakları Konseyi’nin 2 Haziran 2010 tarihli ve A/HRC/RES/14/1 sayılı kararı ile BM İnsan Hakları Konseyi Uluslararası Vaka İnceleme Heyeti (United Nations Fact Finding Mission) oluşturulmuştur. |
2.06.2010 | Mısır, Mavi Marmara Saldırısı Sonrası Gazze Sınırını Açacağını Duyurdu | Mısır, Mavi Marmara saldırısı sonrası Gazze sınırını süresiz olarak açaçağını duyurdu. Ancak bu uygulama, Filistinli öğrenciler, hastalar ve Gazze’den ayrılmak isteyen yabancı pasaport sahipleri için geçerli olarak uygulandı. |
3.06.2010 | Adli Tıp - Savcılık Hazırlıkları | Gelecek yolcuların adli muayenelerinin uluslararası standartlarda, eksiksiz ve düzenli bir biçimde yapılabilmesi için 02.06.2010 tarihinde gerekli çalışmalar ve hazırlıklar tamamlanmıştır. 03.06.2010 saat 02.30’ da Türkiye’ ye dönen yolcuların Adli Tıp bünyesindeki işlemleri gerçekleştirilmiştir. Saldırı anında şehit olan 9 katılımcının otopsi işlemleri de tamamlanmıştır. Bunun yanı sıra tüm yolcuların Adli Tabiplikçe kan, idrar ve yaralanmaya bağlı tüm tahlilleri yapılmış olup yaklaşık 400 yolcuya ait Adli Tıp Ön Raporu Mahkeme dosyasında bulunmaktadır.Yolcuların İsrail tarafından iade edilmeyen ve kaybolan eşyalarının tespiti için kayıp eşya tutanağı oluşturulmuş, yolcuların özel eşyalarının bulunduğu bavulların görüntüleri kameraya alınmıştır. Ayrıca birçok yolcunun bavullarının darmadağın edildiği ve içindeki elektronik eşyaların (bilgisayar, kamera, fotoğraf makinesi, ses kaydediciler vs.) parçalanmış bir halde gönderildiği birçoğunun ise gönderilmediği ve hatta bazı bavulların tamamen boş gönderildiği tespit edilmiştir. Bu görüntüler soruşturmayı yürüten savcılığa delil olarak sunulmuştur.Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’ nda yürütülen soruşturma kapsamında Türkiye’de bulunan yabancı uyruklu yolcuların ifadelerine başvurulmuş, 30 civarında yolcunun ifadesi tercümanlar vasıtasıyla alınmıştır. Soruşturma daha sonra İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından, ilk yaptığımız şikâyetler kapsamında, devralınmış ve yürütülmüştür. |
3.06.2010 | Şah Alem Mavi Marmara Protestoları | Şah Alem’deki Müslümanlar, Filistinliler için, insani yardım filosu saldırısına maruz kalanlar için dua ediyorlar. |
3.06.2010 | Atina Mavi Marmara Protestoları | İsrail’in uluslararası sulardaki saldırısını içinde Atina’da yaşayan Filistinlilerin de bulunduğu aktivistler protesto ediyor |
3.06.2010 | Cape Town Mavi Marmara Protestoları | Charlie Chaplin kıyafeti giymiş bir gösterici “Sessiz Çoğunluk” pankartı taşırken, öndeki bayan “Filistin’e Özgürlük” pankartı taşıyor. İsrail saldırısı 3000 kişi tarafından protesto edildi. |
3.06.2010 | Paris Mavi Marmara Protestoları | “İsrail suçludur, Fransa suça ortak olma” yazılı kart taşıyan aktivist. |
3.06.2010 | Tunus Mavi Marmara Protestoları | Tunuslular, Gazze’ye insani yardım götüren gemilere yapılan saldırıyı protesto ettiler. |
3.06.2010 | Sareyova Mavi Marmara Protestoları | Başkent Saraybosna’da aralarında Türklerin de olduğu 2000 kişi İsrail’in insani yardım filosuna saldırısını protesto etti. |
3.06.2010 | Kazablanka Mavi Marmara Protestoları | Kazablanka Havaalanı’nda toplanan göstericiler Mavi Marmara yolcularını karşılıyor. |
3.06.2010 | Cotabato Mavi Marmara Protestoları | Filipinli kadınlar İsrail’in kanlı saldırısını protesto ediyorlar. |
3.06.2010 | Budapeşte Mavi Marmara Protestoları | Budapeşte’de Türk Büyükelçiliği önünde toplanan aktivistler, insani yardım filosuna yapılan kanlı saldırıyı protesto ettiler ve Gazze’deki ambargonun kaldırılmasını istediler. |
4.06.2010 | San Salvador Mavi Marmara Protestoları | İsrail Büyükelçiliği önünde Filistin bayrakları taşıyan aktivistler, insani yardım filosuna yapılan saldırıyı protesto ediyorlar. |
4.06.2010 | Kuala Lumpur Mavi Marmara Protestoları | Malezya’da binlerce kişi İsrail’in insani yardım filosuna saldırısını protesto etti. Kuala Lumpur’daki sokağa dökülen aktivistler, ABD Büyükelçiliği’nin önüne kadar yürüdüler, İsrail’in insani yardım filosuna saldırısını protesto ettiler. |
4.06.2010 | Cakarta Mavi Marmara Protestoları | Cakarta’da yüzlerce kişi İsrail’i protesto etti. “Filistin’e özgürlük, Gazze’deki ambargoyu sonlandırın.” sloganları atan aktivistler. |
4.06.2010 | Zürih Mavi Marmara Protestoları | İsrail, Zürih caddelerinde insani yardım filosuna kanlı saldırısından dolayı protesto edildi. |
4.06.2010 | Caracas Mavi Marmara Protestoları | Venezüellalı aktivistler İsrail’in insani yardım filosuna saldırısını protesto ediyorlar. Pankart: “Filistin dünya seninle, İsrail Nazilerdir.” |
4.06.2010 | Bağdat Mavi Marmara Protestoları | İsrail’in Gazze filosuna saldırısını protesto gösterisinde Irak ve Filistin bayrağı taşıyan çocuklar. |
4.06.2010 | Yeni Delhi Mavi Marmara Protestoları | Hindistan Müslümanları, İsrail’in insani yardım filosuna saldırısını protesto ediyor. |
4.06.2010 | Sana Mavi Marmara Protestoları | Mavi Marmara’da yolcu olan Yemenlilerin posterlerini taşıyan göstericiler İsrail’in insani yardım filosuna saldırısını protesto ediyor. |
4.06.2010 | Brüksel Mavi Marmara Protestoları | İnsani yardım filosuna yapılan saldırı protesto ediliyor. Protestocuların elinde "Katil İsrail" pankartı taşıyor. |
4.06.2010 | Viyana Mavi Marmara Protestoları | Avusturya’nın başkenti Viyana’da binlerce kişi Gazze’ye insani yardım götüren gemilere yapılan saldırıyı protesto etti. |
4.06.2010 | Lahor Mavi Marmara Protestoları | İnsani yardım filosuna Pakistan’dan katılan 3 aktivist ülkeye döndü. Pakistanlılar, İsrail saldırısını protesto ediyor. |
4.06.2010 | Beyrut Mavi Marmara Protestoları | İsrail saldırısında hayatını kaybeden 9 insani yardım gönüllüsü için gıyabi cenaze töreni düzenlendi. |
5.06.2010 | Dünya Kamuoyuna Duyuru | İsrail'in Gazze'ye Yardım filosuna silahlı saldırısı sonrası dünya kamuoyuna İHH'ya yönelik dezenformasyon ve kara propaganda yürütmesi üzerine İHH misyonunu açıkladığı kamuoyu duyurusu yaptı. |
5.06.2010 | Duisburg Mavi Marmara Protestoları | “İsrail sivilleri öldürdü”, “Gazze’deki ölüme son” pankartı taşıyan aktivistler. |
5.06.2010 | Dublin Mavi Marmara Protestoları | Aktivistler, insani yardım filosuna yapılan saldırıyı protesto ediyorlar. |
5.06.2010 | Buenos Aires Mavi Marmara Protestoları | İnsani yardım filosuna yapılan saldırıyı protesto eden aktivistler. |
5.06.2010 | İngiltere Mavi Marmara Protestoları | Londra’da İsrail’in insani yardım filosuna saldırısını protesto eden binlerce kişi Downing Street’ten İsrail Büyükelçiliği’ne kadar yürüyüş yaptı, İsrail aleyhine sloganlar attı. Londra’daki gösterilere katılan protestocular “Gazze ambargosu sonlandırılsın” pankartları taşıdılar. |
5.06.2010 | Barselona Mavi Marmara Protestoları | Mavi Marmara yolcuları ülkelerine döndüklerinde yoğun bir kalabalık tarafından karşılandılar. Mavi Marmara yolcularından İspanyol aktivistler Laura Aura ve Manial Tapial, Barselona’daki gösterilere katıldı, İsrail’i protesto etti. Barselona’daki gösterilerde bir aktivist, “Gazze, dünyanın büyük cezaevi” yazılı bir kart tutuyor. |
5.06.2010 | Tel Aviv Mavi Marmara Protestoları | Tel Aviv’de binlerce kişi İsrail’in 43 yıllık işgalini ve insani yardım filosuna saldırısını protesto etti. |
7.06.2010 | Hong Kong Mavi Marmara Protestoları | Kozmopolit ve barışçıl vatandaşları ile bilinen şehir devleti Hong Kong’da insanlar Mavi Marmara saldırısını protesto için sokağa döküldü. |
7.06.2010 | Sidon Mavi Marmara Protestoları | Lübnanlı okul çocukları, Filistin bayrağının önünde boyalı ellerini birleştiriyor, İsrail’i protesto ederken. |
7.06.2010 | Dakar Mavi Marmara Protestoları | Senegalli kadınlar: “Filistin’deki ve Arap bölgelerindeki İsrail işgaline son!” |
8.06.2010 | İsrail, Gazze Ablukasını Gevşettiğini Duyurdu | İnsani yardım taşıyan gemilere ve sivillere yönelik Mavi Marmara saldırısı sonrasında artan uluslararası baskılar sonucunda İsrail, insani nedenlerle Gazze ablukasını gevşettiğini duyurdu. Haziran 2007’den bu yana ilk kez reçel, meyve suyu, baharat ve tıraş bıçağı gibi maddelerin Gazze’ye girmesine izin verildi. Ardından ABD yönetimi tarafından getirilen Gazze’ye yapılan tüm ithalata genel bir yasak koymak yerine, ablukanın kaldırılması ve özel olarak yasaklanmış ürünlerin bir listesinin oluşturulması önerisini kabul etti. |
9.10.2010 | Sidon Mavi Marmara Protestoları | Lübnan’da yaşayan ve engelli olan Filistinli muhacirler, İsrail’in insani yardım filosuna saldırısını protesto ettiler. |
9.10.2010 | Mumbai Mavi Marmara Protestoları | Göstericiler İsrail karşıtı sloganlar atıyor. Hapishane kıyafeti giymiş bir göstericinin yüzünde İsrail Başbakanı Netenyahu’nun maskesi var. |
10.06.2010 | Seul Mavi Marmara Protestoları | İsrail’in insani yardım filosuna saldırısı protesto ediliyor. Göstericiler, “Şimon Perez Katil”, “Filistin’e özgürlük” pankartları taşıyor. Güney Koreli bir eylemci, İsrail bayrağının üzerine kırmızı boya ile baskı yapıyor. İsrail’in insani yardım filosuna saldırarak kan dökmesine gönderme yapıyor. İsrail’in insani yardım filosuna saldırısı protesto ediliyor. Bir aktivist “Filistin’e özgürlük” kartı taşıyor. İsrail’in insani yardım filosuna saldırısı protesto ediliyor. Bir gösterici, “Gazze’deki ambargo acilen kaldırılsın” yazan kart taşıyor. |
10.06.2010 | “Barışa Savaş Açanlar Kaybetmeye Mahkûmdur” Basın Açıklaması | Saldırı sonrası, her türlü hak ihlaline uğrayan, mağduriyet yaşayan kişi ve kuruluşların hukuki süreçlerinin takibi için birçok ülkede gönüllü hukukçulardan oluşan hukuk ekipleri kurulmuş ve bu çalışmalar kurulan koalisyon tarafından takip edilmiştir. Filo Organizatörlerinin saldırının ardından Türkiye’ye döndükten sonra basın açıklaması yaptı. Yapılan basın açıklamasında uygulanan ambargonun tamamen ortadan kaldırılması için her türlü insani çabanın ortaya koyulacağı ilan edildi. |
12.06.2010 | Lahj Mavi Marmara Protestoları | Mavi Marmara yolcusu Halik Şahyun’un posterlerini taşıyan Yemenliler İsrail’in insani yardım filosuna saldırısını protesto ediyor. |
14.06.2010 | İsrail, Mavi Marmara Saldırısının Soruşturulması İçin Bir Komisyon Kurduğunu Duyurdu | İsrail işgal hükümeti, Mavi Marmara saldırısının soruşturulması için Jacob Turkel’in başkanlığında iki uluslararası gözlemcinin de yer aldığı bir komisyon kurduğunu duyurdu (Turkel Komisyonu). |
3.07.2010 | Savcılık İfadeleri | İHH tarafından filoya katılan tüm yolculara düzenlenen yemekte de Anadolu’ dan gelen yolcularla birebir irtibata geçilip 40 kadar yolcunun şikâyet dilekçesi alınarak aynı gün savcılıkta avukat eşliğinde ifade vermeleri sağlanmıştır |
6.07.2010 | Netanyahu Ve Mahmud Abbas, Doğrudan Müzakereleri Başlatmak Üzere Washington’a Davet Edildi | ABD Başkanı Barack Obama, İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu ile yaptığı görüşmenin ardından, Netanyahu ve Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, doğrudan müzakereleri başlatmak üzere 2 Eylül’de Washington’a davet edildi. Mavi Marmara saldırısının yankılarının devam ettiği bir dönemde İsrail’e olumlu yanıt vermekten çekinen Mahmud Abbas teklifi gecikmeli olarak 23 Ağustos’ta kabul edecektir. |
15.07.2010 | İsrail Mavi Marmara Hadisesi İle İlgili Ulusal Düzeyde Soruşturma Başlattı | BM Genel Sekreteri’nin 2 Ağustos 2010’da kuruluşunu ilan ettiği, “31 Mayıs’ta gerçekleşen filo hadisesiyle ilgili İnceleme Paneli’ne(Panel of Inquiry)” sunulmak üzere rapor hazırlanmıştır. Başkanlığını emekli yargıç Jakob Turkel’in yaptığı İsrail’in komisyonu hukukçu, asker ve diplomat kökenli Reuven Merhav, Miguel Deutch, Shabtai Rosenne ve Amos Horvey gibi şahıslardan müteşekkildir. |
17.07.2010 | Saldırıda Gasp Edilen Eşyaların Bırakılması İçin Bildiri Yayınlandı | Filo organizatörlerleri ve katılımcıları adına İHH tarafından bildiri yayınlanmıştır. Yayınlanan bildiride "Bütün Hükümetler, İsrail'in 31 Mayıs 2010'da gasp ettiği tüm mülkiyeti(eşya) derhal bırakmasını talep etmelidir" mesajı verilmiştir |
17.07.2010 | Hukukçular Toplantısı | Akgün Otel' de hukukçular tarafından düzenlenen toplantıda Mavi Marmara' ya ilişkin hukuki mücadeleye yönelik istişare gerçekleştirilmiştir. |
23.07.2010 | BM Rapor Hazırlıkları | BM İnsan Hakları Konseyi Uluslararası Vaka İnceleme Heyeti (United Nations Fact Finding Mission) rapor hazırlık sürecine başlamıştır. İsrail rapor için kendi ülkesindeki ilgililerle görüşülmesini reddetmiştir. |
24.07.2010 | Ankara israil Voleybol takımı | Ankara'da, Avrupa Bayanlar Voleybol finalleri kapsamında oynanan voleybol maçında İsrail milli takımını protesto ettikleri gerekçesi ile Mavi Marmara gemisinde de bulunan aktivistlere dava açılmıştır. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı 2010/3432 Basın Soruşturma No, 2011/853 Basın Esas No, 2011/129 Basın İddianame Nolu dosya üzerinden İsrail takımını protesto ettikleri için 2911 s. “Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu” m. 32/1 ve Türk Ceza Kanunu m. 53, ayrıca Türk Ceza Kanunu m. 58’ den haklarında iddianame hazırlanmıştır. |
29.07.2010 | İsrail Gazze’ye Giden Özgürlük Filosunu Alıkoydu | İsrail deniz kuvvetleri, Gazze’ye uygulanan ambargoyu delmek amacıyla 15 Mayıs’ta Norveç ve İsveç’ten yola çıkan Özgürlük Filosu kapsamındaki bir gemiyi yapılan müdahalenin ardından Aşdod Limanı’na çekti. İsrail ordusundan yapılan yazılı açıklamada, konuya ilişkin, “İsrail deniz kuvvetleri, Gazze’ye uygulanan ablukayı kırma amacıyla Avrupa’dan yola çıkan gemiyi alıkoydu.” ifadesi kullanıldı. |
2.08.2010 | Palmer Raporu Kumpası | 2 Ağustos 2010 tarihinde, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri “31 Mayıs tarihli filo vakasını Soruşturma Panelinin kuruluşunu” duyurmuştur. MİHK “Vaka İnceleme Komisyonu”nun çalışmaları Türkiye ve Gazze Özgürlük Filosu mağdurlarının lehine, İsrail’ in aleyhine sonuçlanacağı anlaşılınca, bunun önüne geçmek için “Palmer Paneli” olarak da anılan tuzak kurulmuş ve İsrail tarafından desteklenmiştir. Mavi Marmara’ yı destekleyen sivil siyasi görüşteki herkes, “Palmer Paneli’ nin bir tuzak olduğunu ve İsrail oyunu olduğunu” beyan etmiş, hatta dünyanın dört bir yanından 150 hukukçunun imzasını taşıyan mektuplar BM Genel Sekreteri Ban Ki Moon’ a ulaştırılarak, “Palmer Paneli’ nin, İsrail’ in hukuk mercilerinde kendini kurtarma çabası olarak görüldüğü için tanınmayacağı” beyan edilmiştir. BM nezdinde kabul gören tek, geçerli ve bağlayıcı rapor, A/HRC/15/21 sayılı İnsan Hakları Konseyi Vaka İnceleme Heyeti’ nin raporudur. Türkiye’ nin ve mağdurların lehine olan bu raporun BM nezdinde İsrail’ e karşı yaptırım uygulama aracı olarak kullanılabilmesi mümkünken bu gerçekleşmemiştir. İsrail’ in, BMİHK’ nın raporunu etkisizleştirmek ve hukuki sorumluluktan kurtulmak için oluşturduğu bir tezgâh olan Palmer Paneli, Mavi Marmara için yürütülen hukuk mücadelesine ve Türkiye Devletinin itibarına ağır bir zarar vermiştir. Tarafgir, planlı ve siyasi bir oluşumla başlatılan ve neticede rapor haline bile dönüşmeyen Palmer Paneli’ nin sözde raporu, bütün bu özelliklerine rağmen “Türkiye’ nin devlet olarak bu panele taraf olması nedeniyle” uluslararası kamuoyunda İsrail tarafından Türkiye aleyhine kullanılmaktadır. |
10.08.2010 | Türkiye Mavi Marmara Hadisesi İle İlgili Ulusal Düzeyde Soruşturma Başlattı | Türkiye saldırının gerçekleşmesinin hemen akabinde hadisenin tüm veçheleriyle incelenmesi amacıyla Dışişleri Bakanlı Ahmet Davutoğlu ile Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in başkanlık ettikleri bir komite kurmuştur. BM Genel Sekreteri’nin Soruşturma Paneli’ni oluşturması üzerine, “söz konusu saldırının ve filoda bulunan kişilerin maruz kaldıkları muamelenin araştırılması ve bu çerçevede BM Soruşturma Paneli’ne sunulacak raporun hazırlanması maksadıyla Başbakanlıkça bir Ulusal Araştırma ve İnceleme Komisyonu oluşturulmuştur. Başbakanlık koordinatörlüğü altında, Dışişleri Bakanlığı, Adalet Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Ulaştırma Bakanlığı ve Denizcilik Müsteşarlığı’nın katılımıyla çalışmalarını yürüten komisyonun BM mercileri ve Soruşturma Paneli’yle irtibatı bakımından Büyükelçi Mithat Rende’nin “Temas noktası” olarak görev yapması uygun görülmüştür. |
10.08.2010 | Palmer Raporu' nun Tanınmaması | Palmer Paneli, 10 Ağustos 2010 tarihinde ilk çalışmalarına başlamış, panel üyeleri 2-3 Eylül 2010’ da Newyork' ta ikinci kez toplanmış ve 15 Eylül’de ilk ilerleme raporunu Genel Sekretere sunmuştur. Türkiye, soruşturma komisyonuna kendi raporunu 1 Eylül 2010 tarihinde sunmuştur. İsrail yanlısı bir ağırlıkla kurulan Panel, Yeni Zelanda' nın eski başbakanı Geoffrey PALMER' ın başkanlığında, başkan yardımcılığını Kolombiya' nın eski Devlet Başkanı Alvaro URIBE' nin yaptığı, İsrail' den Joseph CIECHANOVE ve Türkiye' den emekli büyükelçi Özdem SANBERK' in yer aldığı dört (4) üyeden oluşmuştur. Komisyonun sonuçlanması, yani raporunu yayınlaması için, komisyona üye olan dört (4) uzmanın da raporu konsensüs, yani oybirliği olarak oylaması gerekir. Oybirliği sağlanamadığında rapor, hiçbir zaman resmi hale gelmez ve hukuken geçersizdir. Bu anlamda Palmer Raporu komisyon tarafından hazırlanmış olmasına rağmen, Türkiye tarafından kabul edilmediği için hiçbir Hukuki geçerliliği yoktur, yani YOKLUK hükmündedir. Dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, 02.09.2011 tarihinde yapmış olduğu açıklamada Palmer Paneli sonucu hakkında "Rapor, açıkçası bizim için yok hükmündedir" demiştir. |
12.08.2010 | Mavi Marmara' nın İskendurun Limanı'na Geri Dönüşü | Mavi Marmara İskenderun limanına geri gelmiştir. İskenderun Cumhuriyet Başsavcısı ve “kriminal heyet” tarafından gerekli incelemeler yapılmıştır. Gemide birçok suç deliline rastlanmış, bu hususlar kriminal heyete yerinde gösterilmiş, delillerin toplanmasına nezaret edilmiştir. |
2.09.2010 | Mavi Marmara Saldırısını Soruşturmak Üzere Oluşturulan Palmer Komisyonu Raporu Açıklandı | Mavi Marmara saldırısını soruşturmak üzere oluşturulan Palmer Komisyonu Raporu açıklandı. Palmer Raporu’nda, İsrail’in Mavi Marmara gemisine abluka bölgesinden uzakta son kez uyarmadan büyük bir güçle baskın düzenlemesi “aşırı ve makul olmayan” bir hareket olarak nitelendirildi. Ancak rapor, İsrail’in Gazze’den ciddi bir tehditle karşı karşıya olduğu için deniz ablukasının “meşru bir güvenlik önlemi” olduğunu ve “uluslararası hukuku ihlâl etmediğini” belirtti. İsrail’i adeta aklayan rapor, BM İnsan Hakları Komisyonu tarafından hazırlanan başka bir raporla taban tabana zıt sonuçlar ortaya koyduğundan dolayı, mağdurlar tarafından kabul edilmedi. |
22.09.2010 | BM İnsan Hakları Komisyonu rapor çalışmaları. | BM İnsan Hakları Konseyi Uluslararası Vaka İnceleme Heyeti (United Nations Fact Finding Mission) tarafından hazırlanan A/HRC/15/21 sayılı rapor, BM tarafından 22 Eylül 2010 tarihi itibarıyla Cenevre’ deki BM İnsan Hakları Konseyi’ ne sunulmak üzere tamamlanmıştır. Rapor, dokuz kişinin yaşamını yitirdiği ve pek çok kişinin yaralandığı İsrail silahlı güçlerince gerçekleştirilen Gazze Özgürlük Filosu’ na yönelik saldırı sonrası yaşanan insan hakları ihlallerini, uluslararası insancıl hukuk ve insan hakları hukukunu da kapsayacak şekilde incelemek üzere hazırlanmıştır. Heyet, İsrail saldırısı ile ilgili soruşturmalarda bulunmak için Cenevre’ de, Londra’ da, İstanbul’ da, Amman’ da mağdurlarla görüşmüş ve deliller toplamıştır. Ayrıca Heyet, Türkiye’ deki temasları sırasında İskenderun Limanı’ nda bulunan Mavi Marmara, Gazze I ve Defne Y gemilerinde de incelemelerde bulunmuştur.Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi-Uluslararası Vaka İnceleme Heyeti 27.09.2010 tarihli A/HRC/15/21 sayılı raporun sonuç kısmında; “(261) Heyet, 31 Mayıs 2010 günü Gazze’ de insani bir kriz olduğu yolunda kesin bir hükme varmıştır. Güvenilir kaynaklardan temin edilen o kadar çok delil vardır ki, aksi bir neticeye varmak mümkün değildir. Bu krizi inkâr etmenin rasyonel bir zemini de yoktur. Dolayısıyla buradan çıkarılacak sonuçlardan biri, Gazze’ deki abluka uygulamasının kanunsuz ve hukuk açısından sürdürülemez olduğudur. (262)……İsrail Savunma Kuvvetlerinin Mavi Marmara’ ya yapmış olduğu müdahale-şartları sebebiyle ve müdahale açık denizde yapıldığından- hukuksuz olduğu aşikardır. (263)… Gazze’ nin sivil halkının toptan cezalandırılması anlamına gelen eylemler, her halükarda kanunsuzdur. (264) İsrail askerlerinin ve İsrailli diğer yetkililerin filo yolcularına davranış biçimleri durumla orantısız olmakla kalmamış, aynı zamanda tamamen gereksiz ve inanılmayacak ölçüde şiddet içermiş, kabul edilemez düzeyde bir gaddarlık sergilenmiştir. Bu tür bir muamele biçiminin güvenlik gerekçesiyle ya da başka bir gerekçeyle meşrulaştırılması veya savunulması mümkün değildir. Bu davranışlar, insan hakları hukukunu ve uluslararası insancıl hukuku ciddi şekilde ihlal etmiştir. (267) Heyet, hukuk dışı yollarla el konulan malların hala iade edilmemiş olmasını devam eden başka bir suç olarak görmekte ve İsrail’ e bu malları sahiplerine iade etmesi çağrısında bulunmaktadır.” şeklinde kesin ve net olarak olayın haksız ve hukuksuz olduğunu ifade etmiştir. |
29.09.2010 | BM Raporunun onaylanışı | A/HRC/15/21 sayılı rapor, UNHRC’ de oylandı. 47 ülkeden 30’ u kabul oyu kullandı. 15 ülke çekimser kaldı (AB ülkeleri dâhil). 1 ülke karşı oy kullandı (ABD). Kabul oylar: Angola, Arjantin, Bahreyn, Bangladeş, Brezilya, Burkina Faso, Şili, Çin, Küba, Cibuti, Ekvador, Gabon, Guatemala, Ürdün, Kırgızistan, Libya, Malezya, Maldivler, Moritanya, Moritus, Meksika, Nijerya, Pakistan, Katar, Rusya, Suudi Arabistan, Senegal, Tayland, Uganda, Uruguay. Çekimser oylar: Belçika, Kamerun, Fransa, Macaristan, Japonya, Norveç, Polonya, Güney Kore, Moldova, Slovakya, İspanya, İsviçre, Ukrayna, Birleşik Krallık, Zambiya. Red: ABD |
25.10.2010 | Doha Toplantısı | 20 ülkeden 70 katılımcı ile gerçekleştirilen toplantıda Mavi Marmara hukuk süreci ile ilgili istişarelerde bulunuldu. |
10.12.2010 | Bülent Yıldırım Röportaj | Mavi Marmara saldırısının üzerinden 8 ay geçtikten sonra İHH İnsani Yardım Başkanı Bülent Yıldırım son durumu değerlendirmek üzere röportaj verdi. |
18.12.2010 | Diyarbakır Asya Konvoyu | Diyarbakır' a giden ''Asya Konvoyu'' na ev sahipliği yapan ve içlerinde İHH Genel Başkanı Bülent YILDIRIM ' ın da bulunduğu Mavi Marmara aktivistleri ile çeşitli sivil toplum kuruluşu temsilcileri hakkında Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı 2010/32989 numaralı dosya üzerinden 2911 s. “Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu” na muhalefetten soruşturma başlatılmıştır. Halbuki soruşturmaya konu olayların vuku bulduğu tarihte düzenlenen gösteri ve yürüyüşler bizzat valilik ve ilgili devlet kurumlarının onayı doğrultusunda gerçekleştirilmiştir. Öyle ki İHH Genel Başkanı Bülent YILDIRIM, program çerçevesinde bizzat valinin yönlendirmesi ile kendisine gösterilen yerde konuşma yapmıştır. |
23.12.2010 | Mavi Marmara'yı Karşılıyoruz | Mavi Marmara gemisinin İstanbul'a geliş müjdesi verilmiştir. Vatandaşlar Sarayburnu'na davet edilmiştir. |
26.12.2010 | Mavi Marmara Gemisi İstanbul’a Döndü | İstanbul’a dönen Mavi Marmara, 50 ülkeden binlerce kişi tarafından karşılandı. 10 gün içerisinde 250.000 kişi ziyaret etti. |
Oca.11 | İsrail, Turkel Komisyonu Raporunu BM’ye Teslim Etti | İsrailli asker ve yetkililerin şahitliklerini ve İsrail’in uluslararası kamuoyuyla paylaşmaktan kaçındığı görsel malzemeyi esas alan komisyon, nihai bulgularını tamamlayarak raporu İnceleme Panel’ine sunmuştur. Raporun yayınlanmasının ardından İHH basın açıklaması düzenlemiştir. |
Şub.10 | Türkiye’nin Nihai Raporu BM’ye Sunuldu | BM Genel Sekreteri’nin 2 Ağustos 2010’da kuruluşunu ilan ettiği, “31 Mayıs’ta gerçekleşen filo hadisesiyle ilgili İnceleme Paneli’ne(Panel of Inquiry)” sunulmak üzere rapor hazırlanmıştır. Ulusal Araştırma ve İnceleme Komisyonu saldırıyı tüm ilgili kurum ve kuruluşlarla eşgüdüm halinde inceleyerek raporunu hazırlamış ve nihai şeklini BM’ye sunmuştur. |
17.06.2011 | UNHRC Raporu’ nun takip edilmesi ve gereğinin yapılması oylandı | UNHRC Raporu’ nun takip edilmesi ve gereğinin yapılması oylandı. Kabul: 36, Red: 1, Çekimser: 8 Kabul oylar: Angola, Arjantin, Bahreyn, Bangladeş, Belçika, Brezilya, Burkina Faso, Şili, Çin, Küba, Cibuti, Ekvador, Fransa, Gana, Guatemala, Japonya, Ürdün, Kırgızistan, Malezya, Maldivler, Moritanya, Moritus, Meksika, Nijerya, Norveç, Pakistan, Katar, Rusya Federasyonu, Suudi Arabistan, Senegal, İspanya, İsviçre, Tayland, Uganda, Birleşik Krallık ve Kuzey İrlanda, Uruguay. Çekimser oylar: Kamerun, Macaristan, Polonya, Güney Kore, Moldovya, Slovakya, Ukrayna, Zambiya. Red: ABD |
26.09.2011 | Sabah Gazetesi facebookta kimlik avı manşeti | Mavi Marmara baskınına katılan İsrail askerlerinin isimleri, sosyal medya ile baskın görüntüleri üzerinden, istihbarat birimlerince tek tek tespit edildi. Öncelikle Mavi Marmara baskınının görüntüleri Türk istihbarat birimlerince saniye saniye incelendi. Sonra Facebook ve Twitter gibi sosyal medya sitelerinde âdeta komando avına çıkıldı.Sosyal medya sitelerini kullanan bazı askerlerin kendi aralarındaki yazışmalar tek tek değerlendirildi. Değerlendirmeyi iyi derecede İbranice bilen uzmanlar yaptı. Özellikle Facebook'ta hesabı bulunan kullanıcılara ve o kullanıcıların arkadaş listesinden de diğer askerlere ulaşıldı. Askerlerin isimleri, Türk istihbarat birimlerinin İsrail'deki haber kaynaklarınca da teyit edildi. İstihbarat birimleri, gemiye baskın düzenleyen İsrail Donanması'nın özel kuvvet birimi Şayetet 13 komandolarının Atlit'teki üssünü ziyaretinde İsrail basını tarafından çekilen fotoğraflarını da tek tek inceledi. Operasyon ânı ve sonrasında internetin yanı sıra yazılı-görsel medyaya düşen görüntüler saniye saniye izlendi. İsrail komandolarının yüzleri tespit edilerek kimlik bilgileri belirlendi. Bu bilgilere Mavi Marmara seferini organize eden İnsan Hak ve Hürriyetleri ve İnsani Yardım Vakfı'nın (İHH) verdiği isimler de eklendi. Operasyona katıldığı belirlenen ve 148'inin fotoğrafına da ulaşılan 174 kişi, emir-komuta zincirine göre şemaya konuldu ve şema savcıya gönderildi. Fakat Savcı, bu isimlerin UYAP sistemine işlenmesi için gerekli ek bilgilerin temini için Emniyet Genel Müdürlüğüne ve MİT' e müzekkereler yazdı. Bu haberin akabinde İsrailde sosyal medya üzerinden operasyona katıldığını söyleyen ve türlü aşağılama içeren paylaşımlar yapanlar bu paylaşımlarını hatta hesaplarını silmek durumunda kaldı. |
30.09.2011 | İstanbul Adliyesi Savcıları Şikayet | Şehit yakınları ve Mavi Marmara mağdurları, soruşturmayı yürüten savcılar hakkında Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu’na suç duyurusunda bulundu. Savcılık Makamı uzun süre boyunca Adli Tıp raporlarının gelmesinin beklendiğini ve bu nedenle iddianame hazırlamadıklarını belirtti. Raporlar tamamlandıktan sonra ise saldırıda yer alan faillerin isimleri ve bilgilerini temin için İsrail' e müzekkere yazıp akıbetini bekledi. Buradan bir sonuç alınamayacağı aşikar olduğu halde uzun bir süre bekledi. Ardından Milli İstihbarat Teşkilatımıza bu isimler için müzekkere yazdı. Devamında Sabah Gazetesinde Mavi Marmara saldırısına katılan askerlerin ve komutanların fotoğraflarının yayınlanmasına rağmen iddianame hazırlanmadı. Bu sebeple dosya savcısı HSYK' ya şikayet edildi. |
26.01.2012 | Kayseri'de İsrail Voleybol takımına protesto | 24.11.2011 tarihinde, Kayseri Kaskispor ile Maccabi BNOT arasında oynanan FIBA EURO CUP Kadınlar F Grubu maçında, içlerinde Mavi Marmara aktivistlerinin de bulunduğu, 33 genç ''Kahrolsun İsrail'' şeklinde slogan attıkları gerekçesiyle gözaltına alınarak çok kısa süre içerisinde haklarında tutuklanmaları talebiyle dava açıldı. Henüz İsrailli komutanlar hakkında açılan soruşturmada iki yıla yakın süreç içerisinde dava açılmamışken iki ay gibi kısa bir süreç içerisinde içlerinde Mavi Marmara katılımcılarının da bulunduğu kişilerin mahkemede sanık sandalyesine oturtulması tepki çekti. 33 genç, “Kayseri 3. Sulh Ceza Mahkemesi 2011/1014 E.” sayılı dosyada savcılığın iddianamesi gereği “Sporda şiddetin önlenmesine dair yasa” nın 14/2 ve Türk Ceza Kanunu' nun 53/1 maddesine göre yargılandı. 27.01.2012 tarihinde duruşması yapıldı. Sporda şiddetin önlenmesine dair yasa” nın 14/2. maddesi; “Spor alanlarında veya çevresinde toplum kesimlerini din, dil, ırk, etnik köken, cinsiyet veya mezhep farkı gözeterek hakaret oluşturan söz ve davranışlarda bulunan kişi, fiili daha ağır cezayı gerektiren başka bir suç oluşturmadığı takdirde, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.” şeklindeki yasa hükmü gereği yargılandı. Mahkeme kararında kanun maddesi değerlendirildiğinde davaya konu “Kahrolsun İsrail” sloganı bir hakaret değil temennidir. Ayrıca “İsrail” terimi; din, dil, etnik köken, cinsiyet ya da mezhep anlamı içermediğinden yukarıda belirtilen kanun maddesi kapsamına girmez. Neticede gençlerin tamamı hakkında beraat kararı verildi ve dosya kapandı. Bu dosyada beraat eden her bir sanık adına ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedildi. Bu vekalet ücretleri, Kayseri İHH yönetimi gözetiminde, Hazineden alınarak Kayseri Furkan Doğan Kültür Merkezinin inşaatında kullanıldı. |
29.05.2012 | İddianame | İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından suç duyurumuza ilişkin iddianame hazırlanmıştır. Savcılık Makamı tarafından 29 Mayıs 2012 tarihinde iddianame hazırlanmış ve Mavi Marmara saldırısının faillerinin, kasten adam öldürmek, kasten adam öldürmeye teşebbüs, nitelikli kasten yaralama, kasten yaralama, nitelikli yağma, deniz, demiryolu veya havayolu ulaşım araçlarını kaçırma veya alıkoyma, nitelikli mala zarar verme, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve eziyet suçlarını azmettirme suçlarından dolayı her bir mağdur için ayrı ayrı, toplamda binlerce yıla mahkum edilmek üzere cezalandırılmaları talep edilmiştir. |
5.10.2012 | Tazminat Davaları | Mavi Marmara olayına ilişkin suç duyurularının yanında, İsrail' in haksız fiilleri neticesinde katılımcıların uğradığı maddi ve manevi zararların tazmini amacı ile Türkiye' nin birçok şehrinde tazminat davaları açılmıştır. |
6.11.2012 | Mavi Marmara ilk duruşma"İsrail Yargılanıyor" | Mavi Marmara yargılamasının ilk duruşması İstanbul 7. Ağır Ceza Mahkemesi’ nin 2012/264 E. sayılı dosyası üzerinden gerçekleştirildi. 9 Kasım 2012, 21 Şubat 2013, 20-21 Mayıs 2013 ve 10 Ekim 2013 tarihlerinde yapılan duruşmalarla yargılamaya devam edilmiştir. Duruşmalarda ABD, Bahreyn, Belçika, Cezayir, Endonezya, Güney Afrika, Hollanda, İngiltere, İspanya, İsveç, İtalya, Kanada, Katar, Kuveyt, Lübnan, Makedonya, Pakistan, Türkiye, Ürdün, Yemen, Suriye ve Yunanistan vatandaşı toplam 50 yabancı ve 122 Türkiyeli mağdurun ifadeleri dinlenmiştir. Ayrıca 73 gemi yolcusu ikamet ettikleri illerde talimatla ifade vermişlerdir. |
22.03.2013 | İsrail' den özür | İsrail başbakanı Benjamin Netenyahu Mavi Marmara olayında gerçekleştirdikleri saldırının hukuksuz olduğunu kabul ederek Türkiye' den özür diledi. |
14.05.2013 | UCM Başvuru | İsrail' in işlediği suçlara ilişkin Uluslararası Ceza Mahkemesi' ne başvuruldu. Hazırlanan dosyada deliller (tanık, mağdur ifadeleri; video ve fotoğraflar, otopsi raporları, adli tıp raporları vb.), bilirkişi raporları ve BM İnsan Hakları Konseyi Genel Kurulu’ nda kabul edilen BM İnsan Hakları Konseyi Uluslararası Vaka İnceleme Heyeti Raporu yer almaktadır. |
1.01.2014 | Tır | Bazı gazete, televizyon kanalları ve internet sitelerinde İHH hakkında hiçbir somut bilgi ve belgeye dayandırılmayan yayınlar yapılarak bir karalama kampanyası yapılmıştır. Bu süreçte hedefin İHH’yı karalamak olduğu, 1 Ocak akşamı yaşanan TIR hadisesiyle anlaşılmıştır. Radikal gazetesinin internet sitesinde yayınlanan bir haberde, Hatay’ın Reyhanlı ilçesinde içerisinde silah ve mühimmat bulunduğu iddiasıyla İHH’ya ait bir TIR’ın durdurulduğu, TIR’da MİT mensubu bir kişinin de olduğu iddia edilmiş ancak bunun böyle olmadığı çok kısa bir süre sonra mülki amirlerin ve bölge milletvekillerinin açıklamalarıyla ortaya çıkmıştır. Bu süreçte Adana Cumhuriyet Başsavcılığının talimatıyla durdurulan TIR’ın İHH’ya ait olmadığı ilerleyen günlerde İçişleri Bakanı Efkan Alâ tarafından da kamuoyuna açıklanmıştır. |
16.01.2014 | Kilis Baskını | İHH’yı karalamayı aklına koymuş aynı odaklar daha sonra Van merkezli yürütülen başka bir adli operasyon sonrasında vakfımızı hedef almışlardır. Eş zamanlı olarak 6 ilde düzenlenen operasyonda İHH’nın Kilis bürosunda çalışan bir kişi de gözaltına alınmış, İHH’nın Kilis bürosunda hukuksuzca arama yapılmış, bunu fırsat bilen bir kısım medya organları da operasyonu “İHH’ya El Kaide operasyonu” şeklinde duyurmuştur. Böylece içeride İHH’ya karşı bir “algı” oluşturulmakla kalınmamış dışarıda da çeşitli basın yayın organları aracılığıyla İHH terörle ilişkilendirilmeye çalışılmıştır. Ancak geçtiğimiz günlerde Van Cumhuriyet Başsavcılığı yaptığı yazılı bir açıklamayla operasyonun hiçbir sivil toplum örgütüne yönelik olmadığını, İHH’nın Kilis bürosunda yapılan aramada el koyulan bilgisayarların incelenmeden tekrar iade edildiğini bildirerek tartışmalara son noktayı koymuştur. Kilis’te gözaltına alınan İHH personeli de savcılıkta verdiği ifadenin ardından serbest bırakılmıştır. Buradan da anlaşılmaktadır ki uzun süredir İHH’yı suç örgütleriyle irtibatlandırma çabası yine hedefine ulaşamamış ve kirli oyun bozulmuştur. Bu yoğun algı operasyonları ve karalama çalışmalarının altında FETÖ' nün yer aldığı 15 Temmuz Hain Darbe Grişimi' nin ardından yapılan yargılamalarda gün yüzüne çıkmıştır. Bu operasyonlar Mavi Marmara hukuk mücadelesini sekteye uğratmak için gerçekleştirilen faaliyetlerin bir uzantısıdır. |
23.05.2014 | Uğur Süleyman Söylemez | Saldırı anında ağır yaralanan ve uzun süre komada kalan Uğur Süleyman Söylemez 25.04.2014 hayatını kaybetmiş ve şehit olmuştur. Uğur Süleyman Söylemez' in vefatı anlaşma üzerine Türkiye - İsrail görüşmelerinin yoğunlaşmış olduğu bir döneme denk gelmiştir. Uğur Süleyman Söylemez abimizin şehadeti Türkiye - İsrail arasındaki anlaşma görüşmelerinin sekteye uğramasına neden olmuştur. |
26.05.2014 | Kırmızı Bülten Kararı | 4 İsrailli komutanın yargılandığı ceza davasının İstanbul 7. Ağır Ceza Mahkemesi’ nin 26 Mayıs 2014 tarihli duruşmasında Mahkeme “Sanıkların üzerine atılı suçların nevi, CMK 100/3 maddesinde yazılı olan ve sayılan suçlardan oluşu, yasada öngörülen cezalarının asgari haddi, yargılamanın sanıkların yüzüne karşı yapılması ilkesi, ancak sanıkların bu zamana kadar duruşmaya gelmedikleri ve Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü aracılığıyla gönderilen davetiyelere bugüne kadar cevap verilmediği, makul sürenin beklenildiği, buna rağmen sanıkların duruşmaya gelmedikleri ve kaçak durumuna düştükleri anlaşıldığından, CMK 248/5 maddesi gereğince kasten insan öldürmeye azmettirme suçundan dolayı ayrı ayrı yokluklarında TUTUKLANMALARINA ve bu amaçla tutukluluğun yerine getirilmesi için haklarında ayrı ayrı YAKALAMA KARARI ÇIKARTILMASINA” karar vermiştir. Ayrıca “Yakalama kararı çıkartılan sanıkların yakalamalarının Uluslararası düzeyde yapılıp infazı ve bu infaz için sanıklar hakkında kırmızı bülten çıkartılmasına ve bunun yerine getirilmesi için kırmızı bülten belgelerinin (İngilizceye tercümesi yaptırılarak) düzenlenmesine” de karar verilmiştir. |
6.11.2014 | UCM Savcılık Kararı | UCM Savcılığı tarafından, İsrail askerlerinin, 31 Mayıs 2010' da Mavi Marmara ve diğer gemilerdeki eylemleri ile 'kasten öldürme, kasten yaralama ve insan onuruna aykırı davranış' suçlarıyla 'savaş suçu' işlediğini belirtmiş; fakat saldırıda yargılama yapmayı gerektirecek yoğunluk ve ağırlık bulunmadığı gerekçesiyle soruşturmaya başlamama kararı verilmiştir. i) UCM Savcılığı, bu deliller ışığında aşağıdaki tespitlerde bulunmuştur: 1. İsrail askerleri, 31.05.2010 günü Mavi Marmara ve diğer gemilerdeki eylemleri ile “kasten öldürme, kasten yaralama ve insan onuruna aykırı davranış” suçlarıyla “savaş suçu” işlemiştir. 2. İsrail’ in Gazze üzerindeki etkin kontrolü devam ettiği için İsrail Gazze’ de işgalci statüsündedir. 3. Gazze Özgürlük Filosunda yer alan tüm katılımcılar, uluslararası hukukta korunan siviller statüsünde olup İsrail askerleri, yolcuların sivil olduğunu bildiği halde, saldırıyı gerçekleştirmiştir. 4. UCM Savcılığı bu tespitleri sıralarken İsrail’ in meşru müdafaa tezlerini tartışmaya değer bulmadığına değinmiş ve “hayatını kaybedenlerin otopsi raporları değerlendirildiğinde; baştan, ayaklardan, boyundan defalarca vurulduklarını ve en az 5 kişinin bitişik atış mesafesinden vurularak öldürüldüğünü” belirtmiştir. ii) Neticede; “Mavi Marmara ve Gazze Özgürlük Filosu” na yapılan saldırıda, Roma Sözleşmesi kapsamında yer alan savaş suçlarının işlendiği; ancak bu suçlarda mağdur olan ve ölen sayısının UCM’ nin yargı yetkisine girecek oranda yoğun olmadığı (“GRAVITY” ilkesi) gerekçesiyle soruşturma yetkisinin bulunmadığına karar verilmiştir. UCM, suçları tespit etmiş, fakat yargılamama kararı ile mağdurların kendi ülkelerinde yürütülen, yürütülmesi gereken yargılamaları adres göstermiştir. iii) Burada, İsrail’ in Özgürlük Filosuna yapmış olduğu saldırının savaş suçu olarak nitelendirilmesi, haklılığımızın ve yaşadığımız mağduriyetlerin tespiti açısından son derece önemlidir. UCM, İsrail’ in savaş suçu işlediğini tescil etmiştir. 60 sayfayı bulan gerekçeli kararın içeriğine bakıldığında, İsrail’ in yapmış olduğu haksız ve hukuksuz eylemler sıralanmış, savaş suçunun unsurları tartışılmış ve mağdurların haklılığı ortaya konulmuştur. Ancak evrensel vicdanın temsilcisi olarak yola çıkan insani yardım gönüllülerinden 10 kişinin ölümü, 56 kişinin ağır yaralanması ve 100’ lerce kişiye karşı yapılan işkence ve onur kırıcı kötü muameleler, UCM tarafından yerel bir olay gibi değerlendirilmiş, gravity-yoğunluk unsuru bakımından bu davaya bakamayacağına karar vermiştir. Halbuki, Mavi Marmara olayı; Mescid-i Aksa, Gazze’ de yaşanılan dram ve Filistin davasından bağımsız düşünülemez. |
4.08.2015 | Adalet Bakanlığı yetkilileri hakkında suç duyurusu | Mavi Marmara' gemisine yönelik saldırıda hayatını kaybedenlerin yakınları, 4 sanık hakkında İstanbul 7. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 26 Mayıs 2014' te çıkarılan kırmızı bülten kararını interpole göndermediği gerekçesiyle Adalet Bakanlığı ve Dışişleri Bakanlığı yetkilileri hakkında, "Görevi kötüye kullanma" suçlamasıyla savcılığa şikayette bulundu. İstanbul 7. Ağır Ceza Mahkemesi, 12 Mart 2015 tarihli duruşmada verdiği ara karar gereğince İnterpol'e gönderilmesi gereken tutuklama müzakerelerinin akıbetini Adalet Bakanlığı' na sormuştur. Adalet Bakanlığı Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü tarafından verilen cevapta, 'konuyla ilgili değerlendirmenin halen devam etmekte olduğu' ifade edilmiştir. Oysa, Bakanlık, burada mahkemenin verdiği kararı yerine getirmek için postacı işleviyle görevli olan bir makamdır. Mahkemenin kararını değerlendirmesi, yorumda bulunması, eleştirmesi söz konusu değildir. |
28.06.2016 | Türkiye - İsrail Anlaşması | Türkiye Cumhuriyeti ile İsrail Devleti Arasında Tazminata İlişkin Usul Anlaşması 28.06.2016 tarihinde imzalanmıştır. İsrail Hükümeti ile Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti arasında yapılan bu uluslararası anlaşma ile Türkiye Cumhuriyeti, Mavi Marmara olayına ilişkin tüm hukuki süreci sonlandırarak ortadan kaldırma ve saldırının failleri hakkında yeni davalar açılmasını engelleme taahhüdünde bulunmuş ve tüm hukuki sorumluluğu da üzerine almıştır. Bu anlaşmanın yürürlüğe girmesinin akabinde devam eden Tazminat davalarına Adalet Bakanlığı Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü’ nden gönderilen yazılarla davaların Türkiye Cumhuriyeti Devleti adına Maliye Hazinesine yöneltilmesi gerektiği, İsrail Devleti’ nin sorumsuz olduğu bildirilmiştir. |
9.09.2016 | Anlaşmanın Yürürlüğe Girişi | “6743 sayılı Türkiye Cumhuriyeti ile İsrail Devleti Arasında Tazminata İlişkin Usul Anlaşması”, 01.09.2016 tarihinde, 29818 sayılı Resmi Gazete ’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. |
2.12.2016 | Savcılık makamının dosyayı düşürme talebi | 02 Aralık 2016 tarihli duruşmada Savcı, ‘Türkiye ile İsrail’in bir anlaşma yaptığı ve bu anlaşmaya binaen bu davanın düşürülmesi’ talebinde bulunmuştur. |
9.12.2016 | Düşme Kararı ve İstinaf | 09 Aralık 2016 tarihinde yapılan duruşmada Savcı görüş ve talebini tekrarlamıştır. İtirazlara rağmen Mahkeme heyeti bağımsız ve adil bir yargılama koşullarından tamamen uzaklaşıp siyasi tutumunu açık etmiştir. Hiç kimseyi dinlemeden ve hatta ilk kez gelen mağdurların dinlenmesine bile izin vermeden hukuka aykırı davranarak tüm itirazlara rağmen davanın düşürülmesine karar vermiştir.İstanbul 7. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından verilen hukuksuz düşme kararı Mavi Marmara avukatları tarafından 2017 yılı başında istinaf edilmiştir. |
15.11.2018 | UCM Ön İnceleme Bürosu Kararı | Mavi Marmara avukatlarının itirazı sonucu UCM Ön İnceleme Bürosu savcılığın kararının yanlış olduğuna ve tekrar gözden geçirilmesi gerektiğine hükmetmiştir. UCM Savcılığı, ön inceleme bürosunun bu kararına itiraz ederek kararı yüksek mahkemeye taşımıştır. Yüksek Mahkeme, Savcılığın itirazını reddetmiştir. |
1.05.2019 | UCM Duruşma | Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde Savcılığın itirazıyla ilgili mağdur avukatlarının ve savcılığın itirazlarının dinlendiği usul duruşması yapılmış ve bu duruşmada Yüksek Mahkeme yargıçları, Savcının görevini yapması ve soruşturmaya başlaması gerektiği yönünde görüş belirterek Savcılığın son kararını açıklaması için 2 Aralık 2019’ a kadar süre vermiştir. |
13.09.2019 | Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesi' ne gönderilişi | İstanbul 7. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından gerekli usuli işlemler tamamlanmadan dosya İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ ne gönderilmiştir. |
2.12.2019 | UCM Savcılık ikinci kararı | UCM Ön İnceleme Bürosu Hakimleri ve Yüksek Mahkeme Hakimlerinin soruşturmaya başlanması gerektiğine yönelik açık kararlarına rağmen hiçbir yeni gerekçe belirtmeksizin ve soruşturmadaki eksiklikleri tamamlamaksızın soruşturmaya başlamama kararı vermiştir. Yüksek mahkemenin daha evvel yaptığı usul duruşmasında da belirttiği üzere, savcının soruşturmayı başlatmaması halinde mahkeme olarak soruşturmanın doğrudan açılmasına karar verme yetkisi bulunmaktadır. Mağdur avukatları olarak Savcının bu kararına karşı itiraz yoluna başvurulacaktır. Yüksek Mahkeme tarafından bu itirazımızın olumlu şekilde değerlendirilmesi, Savcının kararının yeniden kaldırılmak suretiyle soruşturmaya başlanmasını beklemekteyiz. |