Uluslararası Sularda Bir Ge
Tunus’a ulaştık.
Havalimanında 15 saat boyunca susuz, yemeksiz, çaysız bekletildik; sorguya alındık. İçimden, Kötü başlangıçlar güzel biter inşallah dedim.
Umutla dolu Özgürlük Filosu gemisine nihayet ulaştık. Zorlu bir süreçten sonra, üç gün sonra Malta açıklarında, uluslararası sularda demir attık.
Gece saat 00.15 'ti.
Toparlanıp yatağıma uzandım, telefonumla oyalanıyordum. Ansızın bir patlama oldu.
İrkildim. Kalbimi tuhaf bir korku sardı.
Tuhaftı çünkü gemideydik…
Acaba bir şey mi düştü, kırıldı, parçalandı? Jeneratöre mi bir şey oldu? Elektrik şebekesinde bir arıza mı var? diye düşündüm.
Kafamda binbir ihtimal dönerken kendimi dışarı attım.
Gemi mürettebatından iki kişi etrafta telaşla koşturuyor ve “Herkesi geminin arkasından toplayın!” diye bağırıyorlardı.
Korkum daha da belirginleşti. Çünkü bu kişiler teknik ve jeneratör sistemlerinden sorumluydu.
Zaman bir anda hızlandı. Aklım durmuş gibiydi.
Ne olduğunu anlamaya çalışıyordum ama hiçbir şey anlayamıyordum. Sadece peşlerinden gidiyordum.
Geminin arka kısmına vardık.
“Dron” dedi biri. İlk anda algılayamadım.
“Bizi vuracaklar” dedi. Yine algılayamıyordum.
“Işıkları kapatın!” dedi. Hâlâ elektrikle ilgili bir sorun olduğunu sanıyordum.
Tam o sırada ikinci patlama oldu.
Korkunun zirveye ulaştığı andı bu. Belirsizliğin korkusuydu bu…
“Abi, ne oluyor?” dedim.
“Dronla vuruyorlar!” dedi.
O an etrafa baktım. Gökyüzünde iki drone gördüm.
Telefonumu elime aldım. O korku, tedirginlik, heyecan…
Tarif edemediğim duygular içinde videoya kayda başladım.
Yaşadığım bu olay sadece iki dakikaydı.
Ama bu iki dakika, Gazzeli insanlar — çocukların, kadınların, kızların, gençlerin, yaşlıların — 17 aydır yaşadıklarının küçük bir özetiydi bu.
Ben sadece iki dakika yaşadım.
Onlar bir asırdır yaşıyorlar.
Ve ben Gazze'den 1500 mil uzakta, Malta açıklarında, uluslararası sularda yaşadım.
Hukukun var olduğunu sandığımız bir yerde…
İsrail’in böyle bir şeyi yapacağı aklımın ucundan bile geçmezdi. Ama yaptı.
Bu bir terördü.
Gazzeli insanlar şu anda ne durumda? Ne kadar vahşice öldürüldüler ve öldürülmeye devam ediliyorlar…
Bu düşüncelerle kendimi kınadım.
Ama bu gemiye binip onların yanında olduğumu bilmek bana büyük bir cesaret verdi.
Gaddar, katil, siyonist İsrail; canın cehenneme!
Bizi korkuttuğunu zannederken aslında bize cesaret veriyorsun!
