
Özgürlük Filosu Koalisyonu (Freedom Flotilla Coalition – FFC), İsrail’in Gazze’ye uyguladığı deniz ablukasını sona erdirmek amacıyla faaliyet yürüten küresel girişimlerle birlikte, 5–8 Aralık 2025 tarihleri arasında İrlanda’nın başkenti Dublin’de dört günlük bir toplantı gerçekleştirdi.
Toplantıya, FFC’ye üye kuruluşların temsilcileri, koalisyonun çalışma komiteleri ve uluslararası dayanışma ağlarından delegeler katıldı. Görüşmelerde, 2025 yılı boyunca yürütülen misyonlar değerlendirilirken, 2026 yılı için planlanan ve önceki yıllara kıyasla önemli ölçüde genişletilmesi hedeflenen yelken sezonunun hazırlıkları tamamlandı. 2010 yılında kurulan ve bugün 18 ulusal kampanyadan oluşan uluslararası bir ağ haline gelen FFC, 2025 yılı boyunca Madleen, Handala ve Conscience adlı teknelerin de aralarında bulunduğu çok sayıda gemiyle, İsrail’in Gazze’ye uyguladığı ve uluslararası hukuka aykırı olduğu belirtilen deniz ablukasına meydan okuyan seferler düzenledi. Özgürlük Filosu’nun Türkiye temsilcisi Mavi Marmara Özgürlük ve Dayanışma Derneği de yer aldı. Dernek Başkanı Beheşti İsmail Songür, toplantılara bizzat katılarak, Türkiye’de yürütülen dayanışma çalışmaları ve sivil toplumun Gazze’ye yönelik abluka karşıtı mücadelesi hakkında değerlendirmelerde bulundu.
![]()
Gazze’deki Duruma Derin Endişe
Toplantıya katılan delegeler, İsrail’in “ateşkes” olarak tanımlanan sürece rağmen Gazze’de sürdürdüğü uygulamalara ilişkin derin kaygılarını dile getirdi. Açıklamalarda, İsrail’in 70’ten fazlası çocuk olmak üzere yüzlerce Filistinlinin ölümüne yol açan saldırılarını cezasızlıkla sürdürdüğü, ayrıca yerinden edilmiş ailelerin kış koşullarında hayatta kalması için hayati öneme sahip çadır, battaniye, tıbbi malzeme ve bebek mamasının Gazze’ye girişini engellediği vurgulandı. Katılımcılar, soykırımın durdurulması, kuşatmanın kaldırılması ve onlarca yıldır süren apartheid ve işgal sisteminin sona erdirilmesinin, bugüne kadar görülmemiş ölçekte koordineli ve uluslararası sivil toplum eylemi gerektirdiği konusunda görüş birliğine vardı.

BM Güvenlik Konseyi Kararı 2803’e Sert Eleştiri
Toplantı, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin 2803 sayılı Kararı’nı kabul etmesinden yalnızca üç hafta sonra gerçekleştirildi. FFC, bu kararın yalnızca Filistin halkına değil, aynı zamanda Birleşmiş Milletler’in savunduğunu iddia ettiği ilkelere karşı da tarihi bir ihanet olduğunu ifade etti. Koalisyona göre, 2803 sayılı karar, uluslararası hukuku işlevsiz hale getirmeye yönelik en tehlikeli girişimlerden biri niteliğini taşıyor. Kararın Filistinlilerin haklarını ilerletmediği; aksine, İsrail’in yıllardır süren politikalarını silahlandıran, finanse eden ve siyasi olarak koruyan güçlerin yönlendirdiği yeni-sömürgeci bir vesayet sistemi oluşturduğu savunuldu.

“Devletler Başarısız Olduğunda, Halk Harekete Geçer”
ABD Gazze Tekneleri’nden ve FFC Yönlendirme Komitesi üyesi Huwaida Arraf, karara ilişkin yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı: “BM Güvenlik Konseyi’nin 2803 sayılı kararı, dünyanın en güçlü hükümetleri ve Filistinlileri 80 yılı aşkın süredir hayal kırıklığına uğratan bir kurum tarafından sergilenen ahlaki bir feragattir. Devletler başarısız olduğunda, halk harekete geçmelidir. Bu, geri çekilme zamanı değil; dekolonyal mücadelemizi yoğunlaştırma, saflarımızı genişletme ve kolektif öfkeyi durdurulamaz bir küresel ivmeye dönüştürme zamanıdır.” FFC Yönlendirme Komitesi üyesi ve Ship to Gaza Denmark temsilcisi Bent Erik Krøyer ise 2026 planlarına ilişkin şu mesajı verdi: “Özgürlük Filosu 2026’da yeniden yelken açacak. Bu, sembolik bir jest değil; Gazze boğulurken ve yok edilirken sivil toplumun sessiz kalmayacağına dair güçlü bir beyandır. Her zamankinden daha fazla gemi, daha geniş uluslararası katılım ve çok daha koordineli eylemler için hazırlık yapıyoruz.”

2026’da Daha Büyük ve Daha Güçlü Bir Filo

